Açılış konuşmasını TREDER Başkanı Yalçın Şentürk yaptığı zirvede 60 bin adede ulaşan Türk treyler endüstrisinin bu başarıya tedarikçileriyle ulaştığını kaydetti. Depremle ilgili dileklerini aktaran Şentürk, “Felaketin ardından treyler üreticileri olarak ‘Afet Treyler’ini hayata geçirdik. Yaşanan sorunları-ihtiyaçları göz önünde bulundurarak Ufuk kardeşimizin liderliğinde bu treyleri dizayn ettik. Tamamen gönüllülük esasına dayanan bu projeye katkı veren; Koluman, Özünlü, Saf Holland, Krone, Orthaus, BPW Kadesan, Nevpa, Yalçın Dorse, Schmitz Cargobull, Alkan Group, Seyit Usta, Efe, Özgül, RigaWood, FY Industry, Scorpion firmalarına bir kez daha huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum” dedi. 

İlk 10 Ayda Ticari Araçtaki Küçülme Dikkat Çekti İlk 10 Ayda Ticari Araçtaki Küçülme Dikkat Çekti


Depremde bütün üyelerinin yardım için yardıma koştuğunu söyleyen TREDER Genel Sekreteri Göktan Güçlü, treylerci olarak bir deprem treyleri ürettiklerini kaydetti projenin koordinatörü Ufuk Özünlü, depremle gelen yıkıma karşı gösterilen refleksin işten önemli olduğunu vurguladı. Deprem bölgesine bütün TREDER üyeleri tarafından gönderilen ayni ve maddi yardımların yanı sıra sürdürülebilir bir proje geliştirdiklerini belirten Özünlü, oy birliğiyle geçen projene bütün üyelerin katkı verdiğini söyledi. 


Deprem bölgesinde en az hareketle en hızlı bir şekilde ulaşarak hızlı bir çalışacak bir ekipman üretme fikriyle tasarım sürecinin başladığını belirten Özünlü, hızlı olmalı barınmaya beslenmeye iletişime, enerjiye sağlığa destek olabilecek bir treylerin şekillendiğini kaydetti. Özünlü sözlerine şöyle devam etti:  “Tam bir işbirliğiyle geliştirilen projeyi Alkan Karoseri üretti. Uçaklardaki gibi bir sisteme sahip olan 4 tuvalet, 2 duş kabini, 4 kişilik yatakhane, ekipmanlarıyla birlikte 1 doktor odası, 600 kişilik ekmek ve çorba üreten bir mutfak, afetlerde ihtiyaç duyulan alet ve malzeme odası, enerji kaynağı için bir jeneratör ve treyler tavanında güneş enerjisi panelleri, treylerin altında ise geniş bir depolama alanı oluşturduk. Ayrıca, 20 kişilik telefon şarj ünitesi bulunuyor. Yaşam Destek Merkezi adını verdiğimiz bu treylerin hayata geçmesinde TREDER Başkanı Yalçın Şentürk’e ayrıca teşekkür ediyorum.”


Mercedes-Benz Türk Kamyon Satış Direktörü Alper Kurt, geleceği şekillendirecek Yeşil Mutabakatı değerlendirerek şunları söyledi: “Bugünün ana konularından biri olan  Yeşil Mutabakat'ın dünyayı ve sanayii nasıl şekillendireceğini ülkemiz ve sektörümüz açısında etkilerini değerlendirmek için buradayız. Bizler, sektörün öncü markaları, paydaşları olarak STK’larımızın çatısı altında geleceğimizi çok yakın bir zamanda şekillendirecek bu önemli insiyatif dahilinde, özellikle ülkemizin yol haritasının çizilmesine katkıda bulunmak noktasında sorumluluk taşıyoruz
Bilindiği ve yakından hissedildiği gibi küresel ısınma ve buna bağlı olarak ön görülemez  hızda ortaya çıkmaya başlayan iklim değişikliği sorunu yıllardır global olarak gündemde olan bir konu. Bugün, bu konuda daha kapsayıcı ve sürdürülebilir stratejiler sunmamız gereken, hep birlikte somut adımlar attığımız ve atmayı planladığımız bir dönemdeyiz. 
Bu noktada Avrupa Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması iki çok önemli kilometre taşı ve rehber olarak karşımıza çıkıyor. Bu mutabakat ve anlaşma bize iklim krizine neden olan salınımların minimuma hatta belli bir zaman çizgisi sonunda sıfıra indirilmesi için bir yol haritası sunuyor. 
Paris İklim Anlaşması, taraf olan ülkelere iklim değişikliğine duyarlı olarak özellikle sanayi ve tüketim alanlarında sera gazı salınımının azaltılması, bu çerçeveye adaptasyon ve finansmanı konularında yükümlülükler öngörüyor. Yeşil Mutabakat ise, iklim kriziyle mücadele konusunda AB’nin var olan taahhütlerini daha geniş ve etkili bir şekilde hayata geçirmeye odaklanıyor. 
Mutabakat, 2050'ye kadar Avrupa’yı karbon nötr hale getirmeyi amaçlıyor. Avrupa genelinde yeşil bir standart belirleyen Mutabakat, AB’nin iş birliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olması bakımından da önemli. İklim ve çevre değişikliği konuları bu kapsamda “Yeşil Ekonomi” kavramı ile ele alınıyor ve bu şekilde de uzun bir süre daha bu şekliyle gündemimizde kalmaya devam edeceği görülüyor. Bu kapsamda önemli hedefler belirleyen Paris İklim Anlaşmasına göre de anlaşmaya dahil olan AB ülkeleri, sera gazı salımını 2030 yılına kadar 1990 düzeylerine göre yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr olmayı hedefliyor.”
Daimler Truck’ın sıfır emisyon hedeflerini öne çekerek, 2030 yılında yüzde 50 2039 yılında 0 emisyona ulaşmayı planladığını kaydeden Kurt, sözlerine şöyle devam etti “Daimler Truck batarya elektrikli ve hidrojen teknolojilerini merkeze alıyor. Her iki teknolojide de 0 emisyon salınımı sağlanıyor. BEV kamyonlar kısa ve orta mesafeli, hidrojen uzun mesafe ve ağır taşımalarda kullanılacak.  Hidrojenli kamyonlar 1000 km üzerinde menzil sunuyor. Daimler Truck’ın ortak akılla hareket ederek Volvo ile hidrojen teknoloji gelişimi Cellcentrin’i oluşturarak Avrupa’nın en büyük hidrojen tesisini kuracağını açıklayan Kurt, “Avrupa’da Daimler Truck, Traton, Volvo Grup olarak ana ulaşım arterleri yüksek kapasiteli şarj altyapısı için bir araya geldi” dedi. 

Ağır Ticari Araç Derneği (TAİD) Başkanı Burak Hoşgören ise sürdürülebilirliğin en önemli paydaşının insan olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında dünya iklim değişikliğinin zorunluluklarına karşı acil adımlar atması gerektiğini vurguladı. Çevre yönetimi için Yeşil Mutabakat’ın iyi bir yol haritası sunduğunu kaydeden Hoşgören konuşmasında şunları söyledi: “Teknolojideki ilerlemeler mobilitenin geleceğini yeniden şekillendiriyor ve yenilik, verimlilik ve güvenlik için benzeri görülmemiş fırsatlar sunuyor. İklim değişikliğinin acil zorluklarıyla yüzleşirken, her sektörün sürdürülebilir uygulamaları benimsemesi zorunlu hale geliyor ve ağır ticari araç sektörü de bir istisna değil. Halihazırda karbon ayak izine sahip olan sektörümüz, emisyonları azaltmak, enerji verimliliğini artırmak, temiz ve yeşil teknolojilerin benimsenmesini teşvik etmek için cesur adımlar atmalı. Atıyoruz da…
İşte bu noktada Yeşil Mutabakat, sürdürülebilir bir geleceğe olan bağlılığımızı gösteren vizyoner ve dönüştürücü bir yol haritasını temsil ediyor. Faaliyetlerimizi dönüştürmek ve çevre yönetiminin daha geniş hedefleriyle uyumlu hale getirmek için gereken çerçeveyi bize sunuyor. Sera gazı emisyonlarının azaltılması, temiz enerji kaynaklarının teşvik edilmesi ve döngüsel bir ekonominin desteklenmesi için iddialı hedefler ortaya koyuyor. Ağır ticari araç endüstrisi için bu, geleneksel uygulamaların yeniden değerlendirilmesi, daha çevreci teknolojilerin ve sürdürülebilir üretim süreçlerinin benimsenmesi anlamına geliyor. Bu da devlet kurumları, sektör liderleri, araştırmacılar ve diğer paydaşlar arasında iş birliği ile ortak çalışma gerektiren bir paradigma değişimini zorunlu kılıyor.
Her şeyden önce inovasyon ve teknolojik gelişmelere öncelik vermeliyiz. Sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltırken araçlarımıza güç sağlayabilecek elektrik, hidrojen ve biyoyakıt gibi alternatif kaynakları keşfetmek için araştırma ve geliştirme çabalarını yoğunlaştırmalıyız. Bu yeni enerji kaynaklarını benimsemek sadece karbon ayak izimizi azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda enerji güvenliğimizi de artıracaktır. Döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyerek atık oluşumunu en aza indirebilir, kaynak verimliliğini artırabilir, geri dönüşüm ve yeniden kullanımı teşvik edebiliriz. Hafif kompozitler gibi sürdürülebilir malzemeler, sadece yakıt tasarruflu değil aynı zamanda yüksek güvenlik standartlarını da koruyan araçlar üretmemize yardımcı olabilir.
Ancak sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmak yalnızca ağır ticari araç sektörünün sorumluluğunda değil. Paydaşlar arasında iş birliği de çok önemli. Daha temiz teknolojilerin benimsenmesini teşvik eden kapsamlı çerçeveler ve teşvikler geliştirmek için politika yapıcılar, düzenleyiciler ve araştırma kurumları ile aktif bir şekilde çalışmalıyız. Kamu-özel sektör ortaklıkları inovasyonu teşvik edebilir, bilgi alışverişini kolaylaştırabilir ve sürdürülebilir kalkınma için elverişli bir ortam yaratabilir.”
Devlet Eski Bakanı Kürşat Tüzmen ise yaptığı konuşmada treyler endüstrinin gücüne inandığını söyleyerek daha büyük hedeflere ihtiyaçları olduğunu vurguladı. 


 

Editör: Akın Öcal