Tedarik zinciri ve lojistik hizmetleri şirketi DHL Supply Chain (DSC) Türkiye, depolama ve nakliye alanında yeni bir hizmeti devreye aldı. DSC Türkiye, soğuk zincir dağıtım çözümünü devreye alırken, ürünü özel ambalajlarda paketlemek yerine ısı kontrollü araçlarla sevk ediyor ve böylece karbon emisyonunu da düşürüyor.
DSC, “Aktif Dağıtım” projesiyle, İstanbul'da yapılan pilot uygulamanın ardından, pasif soğuk zincir dağıtımından aktif soğuk zincir dağıtımına geçişi müşterileri için tüm Türkiye’de hizmet verebilecek seviyeye ulaştırdı. Uygulama kapsamında frigorifik kamyonlar, ürün sıcaklığının online görülebilmesi için özelleştirdi. Kamyon kabinine monte edilmiş özel bir ekran, sürücünün nakliye sırasında sıcaklığı izlemesini sağlamanın yanında, bu iş özelinde yatırımı yapılan kasaların içerisindeki sıcaklığı ve konumun ise internet üzerinden uzaktan takibi de sağlanıyor.
DSC, pasif soğuk zincir dağıtımından aktif soğuk zincir dağıtımına geçişle birlikte tedarik zinciri maliyetlerini düşürmeyi, süreçleri kolaylaştırmayı ve mevzuata uyumu basitleştirerek süreç yönetiminde büyük bir pozitif etki yaratmayı hedefliyor.
Karbon ayak izini yüzde 38 azaltıyor
Sürdürülebilirlik alanında dünya çapında ses getiren adımlar atan şirket; strafor ve soğuk paketler de dahil olmak üzere ambalaj için sarf malzemeleri satın alma ihtiyacını ortadan kaldırarak karbon ayak izini yüzde 38 oranında azaltmayı başardı. Paketleme süreçlerinin ve sarf malzemelerinin depolanması için dondurucuların muhafaza edilmesi ihtiyacının ortadan kaldırılması sayesinde ise ek verimlilikler sağlandığı verilen bilgiler arasında yer alıyor.
Proje hakkında açıklama yapan DSC Türkiye Nakliye Direktörü Utku Uysal şunları söyledi: “Geliştirdiğimiz bu yeni uygulaması sayesinde, ürün sıcaklıklarına dijital olarak sürekli görünürlük sağlayarak, uyumluluğu da basitleştirdik ve düzenlemelerin ötesinde aktif soğuk zincir dağıtımına geçiş yaparak şirket özelinde sektördeki lider konumumuzu güçlendirdik. Bu uygulamanın devreye alınmasıyla birlikte, GDP’ye tam uyumlu dağıtım networkü oluşturmak adına da çok önemli bir adım atmış olduk.”