Stellantis Grubu, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde 2030 yılına kadar pazar payını yüzde 22'nin üzerine çıkarmayı amaçlarken, düşük emisyonlu araç satışlarının toplam miks içerisindeki oranını da yüzde 25'in üzerine ulaştırmayı hedefliyor. Bu tarihe kadar yaklaşık 55 yeni model lansmanı yapmayı amaçlayan Stellantis Grubu, öz kaynak oranını ise yüzde 70'in üzerine çıkartacak.
Stellantis, Dare Forward 2030 global planı kapsamında Orta Doğu ve Afrika bölgesine yönelik iddialı stratejik hedeflerini açıkladı. Bu planın önümüzdeki on yılda şirketi; pazar payı, müşteri deneyimi ve enerji geçişi noktasında liderliğe taşıması hedefleniyor.
Stellantis Ortadoğu ve Afrika Operasyon Direktörü Samir Cherfan değerlendirmesinde: “Dare Forward 2030, bizi Orta Doğu ve Afrika bölgesinde liderliğe taşıyacak. Bölgedeki ticari ve endüstriyel kurulumlarımızın gücünü esas alarak, Akdeniz ve Fransa’nın denizaşırı topraklarındaki konumumuzu sağlamlaştırmayı, Afrika’nın Sahra altındaki konumumuzu güçlendirmeyi ve Orta Doğu ve Güney Afrika'daki pazar payımızı arttırmayı hedefliyoruz” dedi. Ürün çeşitliliğinden ve geniş kapsama alanından güç alan Stellantis, Orta Doğu ve Afrika'daki 81 ülkedeki müşterilerin değişen gereksinimlerine yenilikçi, temiz, güvenli ve ulaşılabilir mobilite çözümleri sunarak yarınları şekillendiriyor.
Orta Doğu ve Afrika Dare Forward 2030 önemli noktalar:
2030 yılına kadar 1 milyon otomobillik toplam bölgesel sanayi kapasitesi.
Bölgesel üretim kapasitesini yüzde 25’ten yüzde 70’in üzerine çıkarma.
Stellantis ürün gamının tamamı 2025 yılına kadar elektrikli olacak.
Mikro ulaşımdan genel kullanıma, hafif ticari araçlardan premium ve lükse kadar müşteri gereksinimlerini cevap veren 10 markalık geniş ve kapsamlı portföy.
2030 yılına kadar 55 yeni lansman ile düşük emisyonlu araç satışlarının toplam miks içerisindeki oranı yüzde 25'in üzerine çıkarabilmek
Satış sonrasında 2030 yılına kadar yüzde 50'nin üzerinde gelir artışı.
Bağımsız satış sonrası kanal hamlesi.
Tedarikte 2030 yılına kadar yıllık 10 Milyar Euro Satın Alma Değeri
Orta Doğu ve Afrika'da kaynak tabanını 4 ülkeden 7 ülkeye arttırmak.
Hammadde ve alt bileşenler dahil yerlileştirme oranını yüzde 70'in üzerine çıkarmak.
