Mercedes-Benz’ modüler, esnek ve ölçeklenebilir Van Elektrik Mimarisi'ne (VAN.EA) sahip ticari araçlalrın tanıtımı 2026'dan itibaren gerçekleştirmeye hazırlanıyor. 1,5 yıl önce yaptığı bir tanıtımla daha fazla premium olma iddiası koyan Mercedes-Benz, bu stratejiye uygun olarak “Private Lounge”a özel vurgu yaparak bunu lüks segmente taşıyor. Gelecekteki model portföyü, her biri farklı müşteri gereksinimlerine uygun olarak pratik, giriş segmenti aile araçlarından ve özel VIP servislerinden geniş iç hacme sahip lüks MPV’lere kadar uzanacak.
Mercedes-Benz’in VAN.EA mimarisine sahip “Vision V” konsept aracı, geleceğin en üst düzey modeli "Mercedes-Benz VLS" hakkında bir bakış açısı sunuyor.
Vision V’nin Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu söyleyen Mercedes-Benz Group AG Hafif Ticari Araçlar Başkanı Thomas Klein, “Geniş bir kabine lüksü nasıl getirdiğimizi ve yeni bir segmenti nasıl tanımladığımızı gösteriyor. Müşterilerimizin üst düzey taleplerini karşılarken tasarım, konfor ve sürükleyici bir kullanıcı deneyiminde standartları belirliyoruz.” diyor.
Onlarca yıldır sektörde ikonik bir konuma sahip olan Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar’ın Vision V ile bu mirası alıp en üst düzey lüks yolcu taşımacılığını yeni bir bağlama taşıdığını söyleyen Mercedes-Benz Group AG Baş Tasarım Sorumlusu Gorden Wagener bu konsept aracın lüks ve MPV tasarımı arasındaki mükemmel uyumu temsil ederek geleceğe yönelik yeni bir standart belirlediğinin altını çiziyor.
Mercedes-Benz VLS
Sağ tarafta yer alan geniş ve otomatik açılan “portal” kapı ile aydınlatmalı, geri çekilebilir basamak, arka lounge alanına kolay erişim sağlıyor. Akıllı, değiştirilebilir cam duvar, “Private Lounge” bölümünü sürücü alanından ayırıyor. İstenildiğinde, cam tamamen veya belirli bölümler halinde şeffaftan opak hale getirilebiliyor. “Private Lounge” oturma alanı genişliğiyle de dikkat çekiyor.
Kristal beyazı Nappa deri ve beyaz ipek, açık gözenekli kök ahşaptan yapılmış büyük dekoratif unsurlarla kontrast oluşturuyor. Yan duvarlar boyunca uzanan koyu ahşap kaplamaya entegre edilmiş vitrinler yer alıyor ve bunlar cilalı alüminyum şeritlerle çerçeveleniyor. Bu bölmeler, kişisel aksesuarlar için saklama alanı sunuyor. Ayrıca, yarış oyunları için oyun kumandası ve Dolby Atmos özellikli surround ses sisteminin 42 hoparlöründen biri de burada yer alıyor. Ekstra hoparlörler, el yapımı tasarım destekleriyle yan duvarlardan şık şekilde çıkıntı yapan yuvarlak cam muhafazalara monte edilmiş. Bir vitrin olarak tasarlanan iki bağımsız koltuk arasındaki orta konsolda bilgi-eğlence sistemini kontrol etmeye yarayan dokunmatik yüzeyin yanı sıra katlanabilir bir masa bulunuyor. Açıldığında, masa yüksek kaliteli bir satranç tahtası görünümüne bürünüyor. Orta konsol, en yüksek konforu sağlamak için otomatik olarak oturma pozisyonuna uyum sağlıyor.
Özel koltuklar
Araç şoförlü kullanım için tasarlandığı için yolcu koltuklarına büyük önem verilmiş. Cilalı alüminyum tabanlar üzerinde duran salon koltuğu tarzındaki koltuklar esnek tüp şeklindeki minderlerden oluşmuş. Yine cilalı alüminyumdan yapılmış parlak kelepçeler, minderleri bir arada tutuyor. Elektrikli olarak ayarlanabilen ve dört farklı ayarı bulunan koltuklar tamamen yatay pozisyona da getirilebiliyor.
“Private Lounge” içinde dijital deneyim
“Private Lounge” oturma alanının en dikkat çekici özelliklerinden biri, zeminin altına gizlenmiş ve bölünmüş ekran işlevine sahip 65 inçlik katlanır sinema ekranı. Yolcular içeri girdikten ve kapılar kapandıktan sonra, bu ekran cilalı kök ahşap ve Nappa deri ile tasarlanmış konsoldan yukarı doğru yükseliyor.
4K çözünürlüğe sahip sinema ekranı, Dolby Atmos özellikli surround ses sistemiyle eşleştirilmiş. Koltuklardaki uyarıcılar dahil toplam 42 hoparlör yer alırken tavan döşemesinde ve zeminde bulunan yedi projektör görüş alanını genişletiyor. Yan camlar ek ‘ekranlar’ haline gelerek dijital 360 derecelik deneyim yaratıyor. Aydınlatma, renklerini müziğin ritmine göre uyarlıyor.
Güneş panelli tavan
Ayrıca güneş paneli tavan sayesinde gölge, güneş ışığı yoğunluğu ve coğrafi konuma bağlı olarak kendi ürettiği elektrik ile daha fazla menzil yapabiliyor. Açıklamaya göre örneğin güneşli bir yaz gününde güneş paneli tavan günde ortalama 3,44 kWh elektrik üretebiliyor. 100 km’de tahmini 15,5 kWh tüketim göz önüne alındığında, bu da günlük yaklaşık 22 km menzil anlamına geliyor. Bu da günlük yolculuğun bir kısmının tamamen güneş enerjisiyle yapılabileceğini gösteriyor.
Önde oturan yolcular için üç ekranlı Superscreen
Vision V’nin kokpiti, dijital deneyim üzerine odaklanmış. Üç ekrandan oluşan Superscreen, bir sütundan diğerine kadar uzanıyor. Kullanıcı arayüzü ve deneyimi, bireysel tercihlere göre özelleştirilebiliyor. Gerçek zamanlı grafikler, dinamik sanal gösterge panelinden, aracın çevresini harita üzerinde anlık olarak gösteren ve asistan sistemleriyle entegre çalışan çevresel navigasyona kadar bilgileri sağlıyor.
Aerodinamik dış tasarım
Vision V'nin dış tasarımı, aerodinamik sadelik göze çarpıyor. Burun ve ön kısım belirgin şekilde kısa, yanlar özellikle dar bel çizgisine sahip. Gergin bir akıcılıkla arkaya uzanan tavan çizgisi, araca güçlü ve dinamik hafiflik kazandırıyor. Bu akıcı silüet özgüveni simgelerken, Mercedes-Benz’in gelecekteki tüm MPV modellerinde sunacağı tasarım dili ve üstün sürüş deneyiminin ipuçlarını veriyor.
Vision V’nin ön tasarımı, yeniden yorumlanan krom radyatör ızgarasıyla öne çıkıyor. Üç yatay aydınlatmalı cam havalandırma boşluğu içeren bu ızgarayı teknolojik görünümlü yaklaşık 200 ışık öğesi çevreliyor. Motor kaputunun altındaki belirgin açık gövde boşluğunda ise 190’a yakın ek aydınlatmalı havalandırma boşluğu yer alıyor. Bu panjurlar, ikonik üç köşeli Mercedes yıldızını barındıran farları çerçeveliyor.
Vision V, kısa kaputunda yer alan ve kokpite kadar uzanan iki belirgin güç kubbesi, geniş tekerlek kemerleri ve keskin hatlarıyla sportif oranlarını vurguluyor. Geniş çamurluklar ve belirgin hatlara sahip yan gövdedeki güçlü hacim, hassas hatlarla birleşerek aracın atletik karakterini ortaya koyuyor.
