Türkiye otomotiv endüstrisnin çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), otomotiv sektörünün köklü bir değişimden geçtiği bu süreçte bir ilke imza attı. Tedark sorunlarnın yanısıra elektirkli araçlara geçiş ve otonom teknolojilerin gündemi etkilediği bir süreçte OSD, tüm üyelerinin katkılarıyla Türkiye’nin ilk Otomotiv Ana Sanayi Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. 2020 yılı ve öncesine ait verilerin göz önünde bulundurularak, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) standartları gerekliliklerine göre hazırlanan raporda, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact- UNGC) dikkate alındı ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na da yer verildi. Ayrıca sürdürülebilirlik raporuna ilave olarak; üretimin tüm çevresel boyutları ile ham maddelerin elde edilmesinden kullanım sonrası atıkların bertarafına kadar olan tüm aşamalarını kapsamlı şekilde değerlendiren Türkiye Otomotiv Sanayii Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Raporu da yayınlandı.

Mercedes’ten İlk 10 Ayda Rekor Hafif Ticari Araç Satışı Mercedes’ten İlk 10 Ayda Rekor Hafif Ticari Araç Satışı

Rapor ile ilgili açıklamalarda bulunan OSD Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hız kazanan iklim odaklı politikaların ülkelerin rekabetçiliklerinin yeniden şekillenmesine sebep olacağını vurguladı.  Geçiş sürecinin başarı ile yönetilmesinde bütüncül politikalarının gerekli olduğuna dikkat çeken Yenigün, Ülkemizde otomotiv ana sanayi tesislerinin Avrupa’daki tesislere göre nispeten yeni olması ve en iyi teknolojilerin uygulanması ile çevresel performansımız Avrupa’daki tesisler ile yarışır durumda” dedi.

Yenigün, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Son 10 yılda hafif araç üretiminde ortalama araç başına sera gazlarımız, enerji kullanımımız ve atık su miktarımızda yaklaşık yüzde 30 azaltım sağlandı. Ülke ekonomisine üretim, ihracat, istihdam ile katkı sağlamanın yanında atıkların geri dönüşümü ile de katkı sağlıyoruz. Örneğin, 2020’de üretim tesislerimizde oluşan atıkların yüzde 97’si geri kazandırıldı. Ayrıca eğitim ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi çok önemli Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda projeler hayata geçiriyoruz. Bu raporun, OSD üyelerinin tüm bu alanlarda ulaştığı başarılı seviye ve ülkemize sağladığı katkının gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde daha iyi görülmesine vesile olacağına inanıyorum” diye konuştu.

Otomotiv Türkiye’nin ihracat lideri

OSD’nin toplam 100 sayfadan oluşan kapsamlı raporunda otomotiv sanayiinin Türkiye’yi otomotivde küresel bir Ar-Ge ve üretim üssüne dönüştürdüğü belirtilerek, “Sürekli gelişen performansımız ve 2 milyon adede yükselttiğimiz üretim kapasitemizle 16 yıldır ülkemizde ihracat lideriyiz. Sürdürülebilir başarı hedefimiz doğrultusunda, çevresel ve toplumsal sorumluluklarımızı da yerine getiriyoruz. Sahiplendiğimiz Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda geleceğe ilerleyişimizi sürdürüyoruz” ifadeleri kullanıldı.

İklim değişikliğinin geniş kapsamlı bir mücadele gerektirdiğinin vurgulandığı raporda; “Bu konuda Paris Anlaşması ve ülkelerin iklim politikalarıyla beraber iklim nötr hedeflerine giden yolda sera gazlarının azaltımı önem kazanıyor” ifadeleri kullanıldı. Otomotiv sanayiinin hedefleriyle birlikte toplumsal sorumluluklarını da yerine getirmeye özen gösterdiğinin vurgulandığı raporda; ana sanayide çalışan kadın sayısının 5 bin 312 olduğu aktarılarak, bu rakamın artırılması amacıyla projeler yürütüldüğü belirtildi.

Otomotiv endüstrisinin karşılaştığı riskler

Raporun “Otomotiv Sanayiinin Karşılaştığı Riskler” başlıklı bölümünde OSD’nin sektörün karşılaşabileceği riskleri öngörerek, bu konuları devletin ilgili birimlerine sunduğu anımsatıldı. Verinin saklanması ve bu verilerin otomotiv sanayiinin Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimine katkı sağlanması adına işlenmesi kapsamında çalışmalar yürütüldüğüne de değinilen raporda, verinin yönetimine ilişkin politikaların ülkelerin rekabetçiliğinde kritik bir unsur olarak ön plana çıktığı vurgulandı. Yeşil büyüme politikaları, teknolojik gelişmeler, gelişmekte olan pazarlarda hızlı kentleşme ve tüketici davranışlarının değişmesi gibi bir dizi küresel trendin otomotiv sanayiinin dinamiklerini değiştirecek faktörler yarattığının aktarıldığı raporda; nesnelerin interneti, robotik, otomasyon ve ‘süper şebekeler’ gibi trendlerin de otomotiv ve lojistiğin daha da entegre olacağı anlamına geldiği belirtildi.

İklim krizi ile mücadele…

“Çevre Performansı” başlıklı bölümde ise iklim değişikliğinin, tüm insanlık için önemli bir risk faktörü olduğu, küresel riskler içinde çevresel sorunların ön plana çıktığı belirtilerek, Paris Anlaşması ile ortaya konan küresel ısınmanın 1,5°C’nin altında tutulması hedefine ulaşılamaması halinde, iklim krizinin çok ciddi ekonomik, sosyal ve çevresel sonuçlarının olacağı vurgulandı. AB’nin 2050 karbon nötr ve Türkiye’nin 2053 net sıfır hedeflerini iklim krizi ile mücadele yönünde önemli adımlar olarak gören OSD’nin bu raporunda, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ulaşım, binalar, tarım, sanayi, finans, dış ticaret vb. alanlarda önemli bir dönüşüm olacağı hem AB hem de Türkiye’deki tüm bu gelişmelerin OSD tarafından yakinen takip edildiği aktarıldı.

Raporun “Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) ve Karbon Ayak İzi” başlıklı bölümünde ise “LCA’ya göre bir aracın karbon ayak izi etkisinin yaklaşık yüzde 70’ini kullanım aşaması oluşturmaktadır. Üretici firmalarımız çevreye olan etkilerini azaltmak için üretim aşamasında kaynak ve enerji verimliliğinin öneminin bilincinde faaliyetlerini sürdürmektedir” ifadeleri kullanıldı. “Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’nin 2050’de iklim nötr olma hedefinin yanında ayrıca sıfır kirlilik hedefi de bulunmaktadır” açıklamasının yer aldığı raporda, “Yeni yatırımlar ve iyileştirme çalışmaları ile otomobil üretim  tesislerinin boyahane uçucu organik bileşik parametresi 2010-2020 arasında yüzde 17 oranında azaltılmıştır. Üye tesislerimiz, su teknolojileri yatırımları ile 2020’de 300 bin metreküpten fazla atık suyu geri kazanarak yeniden kullanmıştır” açıklaması yapıldı.

Nitelikli iş gücünün korunması öncelikli konu

Otomotiv sanayiinin en önemli rekabetçilik unsurlarından birisi olan nitelikli iş gücünün korunması ve geliştirilmesinin sanayinin öncelikli konusu olduğunun belirtildiği detaylı raporda, yetenek yönetimi ile nitelikli çalışanları sektöre kazandırmanın, çalışanların performansını yükseltecek çalışma ortamları yaratmanın, çeşitliliği gözetmenin, fırsat eşitliğini sağlamanın ve insan kaynakları süreçlerini sürekli iyileştirmenin OSD üyelerinin insan kaynakları politikalarının öncelikleri olduğuna değinildi.

Editör: Akın Öcal