Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), enerji krizinin tedarik zincirinde sebep olduğu sorunlarla ilgili güncel bir araştırma yayınladı. Otomotiv tedarik sanayinde faaliyet gösteren 119 firmanın katıldığı TAYSAD anketinin sonuçları, Türkiye’deki tedarikçilerin 2022 yılıyla birlikte yaşadıkları en büyük sorunun enerji kriziyle artan maliyetler olduğunu ortaya koydu. Küresel anlamda birçok üreticiye de yansıyan enerji krizinin etkilerinin de yer aldığı araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 62’si, önümüzdeki kış enerji temini sıkıntısı yaşanacağını öngörüyor.
Üretimde düşüş beklentisi
Ankete katılanların yüzde 98’i enerji darboğazı nedeniyle yurt dışı müşterilerin üretimlerinde düşüş olacağını öngörürken, ankete katılanların yüzde 90’ının, yurt dışı OEM’lerde bekledikleri üretim düşüşünün çift haneyi geçeceğini belirtmesi dikkat çekti. Katılımcıların yarısından fazlası, Eylül 2020’ye göre satılan mamul maliyetleri içinde enerji payının yüzde 200 arttığını özellikle vurgularken, yüzde 87’sinin yurt içi OEM’lerin, enerji maliyetlerinden dolayı üretim aşamasında oluşan artışın büyük bir kısmını ya da tamamını ödemediğini belirtmesi ayrıca öne çıktı. Katılımcıların %74’ünün yurt içi müşterilerinin fiyat güncelleme sıklığında iyileştirme yapmadığını belirtmesi de bir başka önemli unsur olarak dikkat çekti.
Saydam: “Tüm dünyayı etkileyen bir enerji krizinin içindeyiz”
Konu hakkında değerlendirmede bulunan TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “Tüm dünyada hissedilen bir enerji krizinin içindeyiz. Bu kriz, küresel anlamda tüm otomotiv sanayini derinden etkiliyor. Avrupa’da çok yakın zaman içinde bu krizin üretimi durdurma noktasına geleceğine yönelik kaygılar var. Avrupa’da yaşanan panik havası şu an bizim ülkemizde yok ama elbette endişe yüksek” açıklamasında bulundu.
Mevcut sözleşmeler yetersiz geliyor
Artan enerji maliyetlerinin tedarik sanayinin bilançolarına negatif etkisine dikkat çeken Saydam, özellikle Türkiye’deki OEM’ler ile yapılan mevcut sözleşmelerin enflasyonun yüzde 15 gibi düşük ve stabil olduğu dönemlerden kalan uygulamalar olduğunun altını çizerek, “Yüksek enflasyonlu bu dönemde artan enerji maliyetlerinin eklenmesiyle Türk otomotiv tedarik sanayi çok ciddi kayıplar yaşıyor. Ana sanayi firmalarıyla yapılan sözleşmelerdeki uygulama ve fiyat güncelleme yöntemleri, maliyet yapımız karşısında yetersiz kalıyor. Yaptığımız üretimde yurt içi OEM’lerin, enerji maliyetlerinde oluşan artışın büyük bir kısmını ya da tamamını ödememesi sektörün şu an en önemli sıkıntılarının başında geliyor. Tedarik sanayinin ayakta kalabilmesi için burada müşterilerimizin çok hızlı bir düzenleme yapmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
Enerji krizinin artırdığı maliyetleri tedarik sanayi olarak tek başına üstlenmek zorunda kaldıklarının altını çizen Saydam, yaptıkları ankette TAYSAD üyelerinin 90’nın ayrıca
yurt içi OEM’lerle aralarında geçerli olan ödeme vadelerinin, günümüz ekonomik şartlarıyla örtüşmediğini düşündüğünü de vurguladı. Yine aynı anket sonuçlarına göre yurt içi müşterilerinin son 1 yılda ödeme vadelerinde iyileştirme yapmadığını belirtenlerin oranının yüzde 84 olduğuna dikkat çeken TAYSAD Başkanı Saydam, “Yurt içi müşterilerle olan sözleşmeler günün gerçeklerini kapsamıyor. Daha önceden düşük maliyetli finansal araçlara erişimin mümkün olduğu dönemdeki ödeme vadelerini şu an kabul etmek mümkün değil, çünkü pek çok sebeple maliyetler arttı. Şu an en önemli şey zaman. Çok hızlı hareket etmek gerekiyor. Ana sanayilerimizin sözde iyileştirme beklentileriyle aksiyonlarını geciktirmesi tedarik sanayini ciddi anlamda yaralıyor” dedi.
Ankete katılan üyelerin yüzde 88’nin ham madde alımlarındaki ödeme vadelerinin kısaltıldığını ya da peşine dönüldüğünü belirttiğine de ayrıca vurgu yapan Saydam, “Diğer taraftan da tedarik sanayinin tedarikçisi olan büyük ham madde üreticileri tek taraflı olarak enerji maliyetlerini fiyatlarına ekleyip fiyatları sürekli artırırken, diğer taraftan da ham madde alımlarında satın alma koşullarını gittikçe zorlaştırıyorlar. İşte böyle bir noktada ham madde üreticileri ile OEM’ler arasında kalan tedarik sanayi, her geçen gün mali gücünü ve rekabetçiliğini kaybediyor. Bu durum da tedarik sanayi şirketlerinin yeni yatırım yapmasını engelliyor. Bütün bu olumsuz sonuçlar, bilançolara da yansıyor. Birçok üyemizin 6 ay sonrası bilançolarına baktığımızda ciddi riskler oluştuğunu görüyoruz. Ham madde üreticileri ve ana sanayi firmalarının bilançolarında sürekli iyileşmeler görünürken tam olarak iki arada bir derede kalan tedarik sanayini gelecekte zor günler bekliyor” dedi.